En nihayetinde; olan biteni anlamak zaman alacak…uyanmak mı iyi uyuyakalmak mı bilmem ama..en beteri arada kalmak sanırım.

Öyle anlar gelip dayanıyor ki kapıya evet bu diyorsun yaşıyorum uyanığım;sonra ardı sıra başka bir şey ve yok bu olamaz uyuyorum sanırım diyorsun…

Ne halt olduğunu anlamaya çalışıyorsun uykulu gözlerle nitekim o anlar işte hayat oluyor…

Sonra susmayı deniyorsun ;ona bile müsade etmiyorlar ki…bırakın ya bırakın her şeyi vuralım hep beraber dibe,yok ;elbet hakkımız güzellikler ama işte en nihayetinde kuşandık bizim olmayanları bırakalım bi onları,

Dediklerim,gördüklerimin ağzından çıkan,okuduklarımın fısıltısı sadece; farklı biriyim ama işte ona bile müsaade yok..

Tutarlı olmak ne demek ,nasıl bir kontrol altına almadır ki nasıl bir güç…



GİTmek..



Bazen işte -ki bazenler çokca- kalırsınız öle
Susmak gibi gelir en doğrular...
Nedensizce öylece..

Hani bozulmasın diye işte susarsınız
Bu sefer sustuğunuzdan bozulur
Nazarın nazar boncuğuna değmesi gibi..

Bir şeyler yavan gelir ve siz birazda yaban
Anlatmak zordur,anlamaya çalışmak en iyisidir
Ama işte anladıkça yabanlaşır anlamlar

Susarsınız bu sefer,
Derdimden değil ki be
Sadece yavanlığı atmak o kadar

Sonra gidesin gelir,her şeyi bırakıp
Sonra bırakacak bir şeyin olmadığı gelir aklına
Senin değildir senin olanlar

Sonradan sonradan gideceğin gelir aklına
Sonra gitmeyi seversin işte yolu seversin
Zira senin olmayandır artık yol

ama işte öle elinde zihninde her şey toparlanmış
bir ayağın yolda bir ayağının ötekinden haberi yoktur
en nihayetinde öle gidedurursun
bir gözün yolda

SÜRMEYİN..




Yahu nedir bu ya;ne bu küçüklükten sürülen savaş boyaları kardeş,daha dur ya dur bi…


Sonra büyürkenkileri hiç saymıyorum,işte,evde,aşkta sürülenleri..

Bir çıkartsak şu boyaları ;nasıl diye sormayın sadece deneyin işte ya…yok bende boya demeyin,inanın bir yerinden üzerinize sürülmüştür işte..

Evet çıkarttığımızda ise böyle izi kalıyor yani; izde değil de öle kalıyor kalıp gibi…gerçek olmak ne zor oluyor.

He bide kardeş,öle yalap şap silmeye çalıştığınızda ise öle yarım yamalak kalıyorsunuz,yüzümde bir şey var mı diye sorasınız geliyor,birine bakıyorsunuz işte öle yalap şap..

Tamam çıkarttığınızda karşınızdaki takmışsa ne olacak diyeceksiniz; onu bilmem ama ikinizde karşılıklı çıkarttığınızda işte olacağınız biriniz kuğu, biriniz…

Korkup tekrar sürebilir,sürebilirsinizde ;ama


En nihayetinde birini öyle saf görmüş oluyorsunuz…VE siz hep...

ASlında




Ayrılık acısı ile birbirine sarılan iki sevgili;

Ya da nebilim bırakmak zorunda olan bir kalp ve yalvaran bir adam

belki de gidesi gelmiş bir adam
Gider gibi yapan bir kadın ile kalan gibi olan bir adamın pişmanlığı
asıl sevgiyi anlamış 2 kişi...ya da ayrıldık bitti denen bir ilişkinin ardından; her şeyi terse
döndüren karşılaşmalarını anlatan
Yani o an ne hissediyosan öyle görünen bir tablo işte..
Ama aslı vampir olan bir kadın ve belkide bundan habersiz bir adam...Tüm uysallığı ile kucağında olan bir adam işte..
Aslında en güzeli vampir olduğunu bile bile kucağına yatması..

O "AN"


Hani o "an" ı durdurmak istediğiniz oldu mu hiç? Yok demek istediğim sadece durdurup o anı sonra yeniden zamanı başlatmak değil...Sonrasını umursamadan sadece o anın içinde kalmak yani...hesapsız,kitapsız işte...

Hani öle durdurmak istediğiniz an gibi devam etmeyeceği korkusu gelir bu sefer,yüreğiniz daralır,gözlerinizle nefes almaya çalışırsınız,ağzınız duymakta zorlanır belki...

Biriktirmeyede çalışmayın hani o anı ,durmuş gibi gelir,şaka ile karışık geçer zaman yine..
Ve günah çıkarmadır biraz,biraz öykünme,ödünç kelimeler anlama çabası,biraz cinayet ama en nihayetinde arada bir feriştah,şaplatılan bir gül varsa...


Nefes aldığınızı hissettiğiniz an yani,durduramıyosanız zamanı yapacak tek şey kalıyor nefesinizi tutmak...Koynunuza almak bir kuğuyu,öle bakakalmak ...ama yetmez iste..


o an elbet devam edecek dersiniz,bir yandan gözleriniz yanar,nefesinizi tutarsınız sırf o an için..biribirine geç kalan anlardan başka bir halt değildir işte...
Durdasız olmalıdır işte,hesapsız çoğu zaman..
Konduramazsınız ,böle olmazlar dolanır...tıkanırsınız nefesiniz kalmaz,gözleriniz dolar...ve son bir gayret gözlerin bağırır,işte o bağrışlar biraz susmak gibi gelir,bir kuğu için tuttuğun nefes unutmak gibi gelir...
bakarak anlatmaya çalışmak kadar abesti konuşarak anlamaya çalışmak,tek olası dinlemekti işte kendinden geçen içimizi...
Ve bir ruhun içine üflenen o gün;bilmem kaç kmlerce yol kısa gelir bir mesajdan;lakin..Ve işte silinir tüm sanal yazılar ve sen artık 12 haneli bir numarasındır yada eski bir sıfat olur adınızın önünde,ama işte gönül tutmaz ki sıfat;belki yüklemdir sadece sevmek kadar..en fazla tekil kalır ama en nihayetinde..ve bunların hepsi hakkını vermektir işte...

bir ölçü müdür araya giren zamanın uzunluğu ,yoksa bir sınav gibi yapılan testler mi,bilirsiniz en nihayetinde ama işte o an sadece o an ne hisettiğindir...mutlak sınav içindeki yumrudur. normalinden çok hareketli bir kalp belkide,ıslak bir yanak belki,bir kuğunun boynudur yada tutulan bir nefeS..
ama işte en nihayetinde bilirsin gücümün yettiğince nefesimi tutarım..ki tutmazsam aldırdığın nefeslerden utanırım...




eninde sonunda AYILACAĞIZ..




Tamam söz bundan sonra olmayacak diye başlayan,kendimizle yapılan anlaşmalar..ve tutamadığımız sözler..verilen ödünler,unutulan yeminler..yani yaşanmamışlıkların doğurduğu çocuklar.Ve o çocuklar hep biraz piç biraz yetim..Ve o piçler büyüdükçe biraz biz..Olmayacağa sevdalanmak kadar,olacağı istememek kadar yavan..yutkunabilir mi gönlünüz,unutabilir mi..ve hep en başta önemlidir el tutmalar,sonra ise bir refleks..Sen inat etsende içindekini yaşamaya,unutma gün geçtikçe,için GEçicek kendinden ve aYILTaCaKLaR SENİ HAYATTAN...

Ruhun içime Üflenişinin Yıldönümü...




Şaka gibi!!

Anne-Baba doğum günüm kutlu olsun!!

Değildim belki şehvetinizin bir eseri; ama gelmem bile seçimdi işte.
Umudunuz oldum içini doldurmamı istediğiniz;beklentileriniz birazda olamadıklarınız.Kendim olana kadar sizindim;kendimden sonra ise siz benim oldunuz..
Kardeşlerim doğum günüm kutlu olsun!!

İcabı gerekten paylaşmaya başladık ve başladık işte…Sonradan sonrada n anladık kan bağı dert değil önemli olan paylaşım.
Arkadaşlarım doğum günüm kutlu olsun!!

Vakti hoyratça harcadıklarım, zamanın yalnızca aralarında görüştüklerimiz…

Dostlarım doğum günüm kutlu olsun!!

Ve beni ben eden;kimi benden önce kalma kimi benden sonra olanlar saolun..Rakı masasındaki kadar cesur biraz nahoş;biraz Trakya biraz ege biraz iç Anadolu olan sizler…Karşılaştırmalı bir hayat da kiminiz cevap kiminiz sorular bıraktınız. Hayat denen anı anlatan sorular..

Sevdiklerim doğum günüm kutlu olsun!!

Az kadar çok olanlarınız;gözlerini unutamadıklarım,kızdırdıklarım,öğrendiklerim,öğrettiklerim olan sizler..Az kadar çok olan sen belki de..Hayat paylaşma gayretinde olduklarım,sustuklarım içime üflenen günün dönümü işte..Bilemediklerim,anlamadıklarım..

Zamansız bir şaka gibiydi işte;komik ama ,sonradan sonra zamansız gülüşlerim oldu bu sefer,kiminizin yüzüne denk geldi ;kiminiz anlamadınız.. Yüzünün topraklarına gömülmek istediğim,gözlerine düşen siluetleri bile kıskandığım;ayrılıkların istemsiz,biraz vakitsiz atılmış bir kahkaha olduğunu anlatan...
Olduğumu düşündüğümü olduranlar olan hepiniz;tüm yarım kalmışlıklarla,benim olmayanlar, bir şaka kadar komik geçen yıllar…


Şakayı hazırlayana;en can alıcı yerde benimle kahkayı atanlara,şakayı anlamayanlara yani en nihayetinde ne var ne yok herkese saolun..

SÖZ...



Söz geri gelicem; bakmayın öle...Sıyrılmam lazım biraz ,inanın geri gelicem ve ne varsa yüklenilecek alıcam yine..benim olmayan ne varsa bırakıcam işte..

Gözlerin olduğu bir yere gidicem sanırım; sadece dosdoğru bakarken içini görebildiğim gözler olacak...mavi bakacak,belki biraz ela kokacak;en nihayetinde kapanacak...

Ama söz bi gitmem lazım ,rüzgara bırakmam lazım,benim olmayanlardan sıyrılmam belkide;gerçi onlar ne bilmiyorum ya...İçini dinle saçmalağını yapamadım;artık çok geç sanırım.O kadar çok var ki ses;aman allahım diyorum ve bazen sonradan takip ediyorum yaptıklarımı.

Hımm diyorum ben yapmışım belli; çok uzaklaşmış olamam diyip koşuyorum ama en nihayetinde duruyorum..en hoyrat kendimizeyiz en büyük torpil kendimize;boş ver kaçsın zaten yarım yamalak her yerde bir olmamışlık,yaşanmamışlık bırakır; buluruz onu..

Yani içimdekilerin içimdekilere bile bkışı farklıyken DIŞARDAKİLER!!!

Hadi gidin en iyisimi ben yaklaşmadan...