Hereke,Bira ve şair olmayan bir CAN


Öylece duruyordu,hani çoğu kişi dışardan gelmişti,vardı hafiften herkesin üstünde bir gurbettelik havası ama onda..Bekliyordu,bekle dendiğinden o kadar... Hani derler ya insan birazda yaşadığı yere benzer;ve o işte biraz mahsundu..ve ben olmamış ben yani yırtıklık yani İstanbul elbisesini giymiştim birazda...Belkide ondandı o an dikkatimi çekişi..

Ve işte öle başladı...neler yaşandı anlatsam,yazsam genede olmaz;anlamsız bile gelebilir...Ne ifade edebilirki size hereke de denize karşı içilen bir biranın çakırkeyifliği,gecenin bir yarası ayaz bir havada yenen en kuru ekmeğin damağımızı kanatması.geceleri ahmet kaya eşliğinde uyuma,olmamış ilişkiler üstüne edilen diyaloglar,gelmek için gittiğim istasyondan uğurlamalar...Dedim ya anlamsız kalır..

Ve artık oda yaşadığı şehre benzemeye başladı artık...Bir istanbul kadar kalabalık,okumadığı kadar yazıyor şimdi,düşünmediği kadar çok ilişkilerde şimdi,uzak olduğu kadar yakın şimdi..

1 yorum:

  Nazım Can Cezayirli

28 Kasım 2007 19:26

ne yazsam az gelir şimdi,yaşananları anlatmak kadar zor buraya yorum yazmak,sadece bu yazıyı okuduktan sonra çok mutlu olduğumu yazabilirim,uzun zamandır bu kadar güzel şekilde tüylerim diken diken olmamıştı.

hadi benim aklıma gelmedi o ekmek arası kaşarların yanına içecek bişey almak,senin de mi aklına gelmedi?:)